DEVAM: 111.
"Kadın, Önünden Geçtiği Kimsenin Namazını Bozmaz" Diyenler(İn
Delilleri)
حَدَّثَنَا
أَحْمَدُ
بْنُ يُونُسَ
حَدَّثَنَا
زُهَيْرٌ
حَدَّثَنَا
هِشَامُ بْنُ
عُرْوَةَ
عَنْ
عُرْوَةَ
عَنْ عَائِشَةَ
أَنَّ
رَسُولَ
اللَّهِ
صَلَّى
اللَّهُ
عَلَيْهِ
وَسَلَّمَ
كَانَ
يُصَلِّي
صَلَاتَهُ
مِنْ
اللَّيْلِ
وَهِيَ
مُعْتَرِضَةٌ
بَيْنَهُ
وَبَيْنَ
الْقِبْلَةِ
رَاقِدَةٌ
عَلَى
الْفِرَاشِ
الَّذِي
يَرْقُدُ عَلَيْهِ
حَتَّى إِذَا
أَرَادَ أَنْ
يُوتِرَ أَيْقَظَهَا
فَأَوْتَرَتْ
Hz. Aişe'den
(nakledildiğine göre) kendisi Nebi (Sallallahu aleyhi ve Sellem)'in yatağında,
Nebi (Sallallahu aleyhi ve Sellem) ile kıble arasında enlemesine uzanıp uyurken
, Nebi (Sallallahu aleyhi ve Sellem) gece (teheccüd) namazını kılarmış. (Sonra)
vitri kılmak isteyince, Aişe'yi de uyandırır, o da vitri kılarmış.
Diğer tahric: Buhari,
salat, vitr; Müslim, salat; müsafirîn; Nesaî, tahare, kıble; İbn Mace, ikame;
Ahmed b-. Hanbel I, 99; VI, 37, 64, 95, 102, 134, ; Darimî, salat 175.
AÇIKLAMA: Bu hadis-i şerif,
uyuyan kimseye doğru namaz kılmanın caiz olduğuna delalet etmektedir. İmam
Malik, Mücahid, Tavus gibi alimler ise,
uyuyan kimseden, namaz kılanın zihnini ve gönlünü meşgul edecek bir halin
vukuunu düşünerek bu şekilde namaz kılmayı mekruh görmüşlerdir. Her ne kadar
daha önce terceme ettiğimiz,"ne uyuyanın arkasında namaz kılınız, ne de
konuşanın" manasındaki 694 no'lu hadis-i şerif, bunun caiz olmadığını
ifade ediyorsa da, izahı esnasında da söylediğimiz gibi o hadis zayıftır. Bu bakımdan
ulemanın büyük ekseriyeti uyuyan kimseye doğru kılınan namazı caiz
görmüşlerdir.
Namazı
kılanın önünde kadının yatıp uyumasının namazı bozmadığına bakarak, namaz
kılanın önünden kadının geçmesinin de namazı bozmayacağını söylemek mümkündür.
Çünkü bu ikinci halde, birincisi kadar ifsat ihtimali yoktur.[el-Menhel, V, 107]
Hz.
Aişe'nin vitri kılmadan yatmasının hikmeti, Resul-i Ekrem'in geceleyin
kendisini kaldıracağından emin olmasıdır. Bu bakımdan insan gece
kalkabileceğinden emin olduğu takdirde vitri geceye bırakabilir, hatta bu daha
faziletlidir.
Kadının,
namaz kılmakta olan bir kimsenin önünde yatmasıyla o kimsenin namazının
bozulacağı görüşünde olanlar, kendi görüşlerinin doğruluğunu isbat için
şunları söylemişlerdir:
1.
Kadının, önünde bulunduğu kimsenin namazını bozmasının sebebi, namaz kılan
kimsenin o kadını görmesiyle kalbinde o kadına karşı bir meylin doğmasıdır.
Hz.
Nebi'in,'Hz. Aişe'ye doğru namaz kılması hadisesinde ise, böyle bir meyil söz
konusu değildir.Çünkü Hz.Nebi'in kalbine fevkalade hakimiyetinin ötesinde, o
günlerde lamba olmadığı için Hz. Nebi Hz. Aişe'yi görmüyordu da. Nitekim
Buharî'nin Hz. Aişe'den rivayet ettiği, "O zamanlar evlerde lamba
yoktu"[bk.
Buharî, salat] hadisi bunu açıkça ifade etmektedir. Öyleyse Hz. Nebi önünde
yatmakta olan Hz. Aişe'yi görmüyordu. Bu yüzden de namazının bozulması için bir
sebeb bulunmuyordu.
2.
Her ne kadar 711 no'lu hadis kadının, önünde bulunduğu kimsenin namazını
bozmadığını ifade ediyorsa da burada Hz. Aişe (r.ahha)’nin Hz. Nebi'in zevcesi
olduğunu unutmamak lazımdır. îşte bu sebeble Hz. Nebiin namazı bozulmamıştır.
Kadının önünden geçtiği kimsenin namazının bozacağını ifade eden 702 no'lu Ebü
Zerr hadisinde kasd edilen kadın ise yabancı kadınlardır. Netice olarak namaz
kılan kimsenin önünden geçen kadın yabancı bir kadın olursa, o kimsenin namazım
bozar. Fakat yabancı bir kadın değilse bozmaz.
3.
Kadının,namaz kılmakta olan kimsenin önünde yatmasıyla o kimsenin namazının bozulmayacağını
ifade eden Hz. Aişe hadisinin Resul-i Ekrem'e ait özel bir durum olma ihtimali
de vardır. Halbuki aksini ifade eden 702 no'lu Ebü Zerr hadisinin hükmü
umumidir; herkese şamildir.
Aksi
görüşte olan alimler de bu görüşleri sırasıyla şöyle tenkid etmişlerdir:
1.
Her ne kadar bu alimler, o günlerde evlerde lamba bulunmadığından Hz. Nebi
önünde yatmakta olan zevcesini görmemiş ve bu sayede namazı bozulmaktan
kurtulmuştur diyorlarsa da, bu söz hakikati ifade etmekten uzaktır. Yine Hz.
Aişe'nin 712 no'lu hadiste gelecek olan "Secdeye varmak istediği zaman
beni eliyle iterdi" sözleri, onların aleyhine bir delildir. Çünkü kadına
elle dokunmanın o kadına karşı kalbde, uyandıracağı meyil gözle görmenin
uyandıracağı meyil’den daha kuvvetlidir.
2.
711 numaralı Aişe hadisindeki, Hz. Aişe'nin Cenab-ı Nebiin-namazını
bozmamasını, zevcesi olmasına bağlamaları da isabetsizdir. Çünkü insanın nefsi
zevcesine karşı daha çok duyarlıdır.
3.
Bu fiilin Hz. Nebie ait özel bir durum olduğu iddiası da isabetsizdir. Çünkü
fiilin Resul-i Ekrem'in şahsına ait bir özellik ifade edebilmesi için buna
delalet eden bir delilin bulunması gerekir. Gerçekte, asıl olan Resul-i
Ekrem'in her fiilinin bütün müslümanlara şamil bir hüküm ifade etmesidir.
Resul-i Ekrem'in bu fiilinin şahsıyla ilgili Özel bir durum ifade ettiğine dair
herhangi bir delil mevcud değildir.